Selam. Son iki haftadır farklı kaynaklardan yeni takipçiler gelmeye başladı. Olaya yabancı olanlar için kısa bir notla başlayalım:
Haylayt, pazarlama iletişimi, trendler ve iş yaşamı odaklı bir bülten. Yaklaşık 3 yıldır yayında ve belli bir günü - saati olmaksızın ayda en az 3 sayı çıkıyor. Metro gibi değil de Kadıköy dolmuşu gibi yani. Dolunca yayınlanıyor.
Bir gün hiç beklemediğiniz bir anda CEO'nuz (ya da genel müdürünüz, patronunuz neyse) usulca sokulup kulağınıza o sihirli cümleyi fısıldayacak: "Artık LinkedIn'de daha aktif olmak istiyorum." O gün geldiğinde yapmanız gereken tek şey şu bağlantıya tıklamak: "14 LinkedIn post prompts for easier content creation." Her zaman gideri olan 14 kalıp hazırlanmış ve hepsi de müdürünüzü hisli, babacan ama aynı zamanda trendlere hakim gibi gösterecek şeyler.
Daha ileri gidip "Hiç unutmuyorum, bir gün kapısı her zaman açık duran odamdan içeri bir stajyerimiz girdi. Öylesine ürkek. Belli ki mevkimden ve şanlı kariyerimden dolayı benimle konuşmaktan biraz çekiniyordu…" gibi içli iş yaşamı hikayelerine de ihtiyaç duyarsanız lütfen çekinmeyin, bana ulaşın. LinkedIn Adam - Vaiz karışımı çok etkileyici bir üslup tutturdum. Paylaşımları okuyan İşletme son sınıf öğrencileri daha ikinci paragrafta titreyerek "işte benim liderim" diye bağırmazsa paranız iade. Evet paranız.
Sonraki sayılardan birinde iş yaşamındaki lider fetişi hakkında uzun uzun yazmak üzere sözleşip şimdilik bu bahsi kapatalım.
Olan biten
👀 Geçtiğimiz hafta boyunca, pazarlama iletişimi ve medya dünyasında olan bitene dair aldığım notlar:
Cumhuriyet Halk Partisi ve HalkTV arasındaki ilişkinin sona erdiği duyuruldu. Kanalın sahibi Cafer Mahiroğlu konuya ilişkin şöyle bir açıklama yaptı: (Duvar)
"Halk TV ile CHP arasında, parti yönetiminin basın ve grup toplantılarının yayınlanması karşılığında yapılan, Sayıştay denetimine de tabi olan anlaşma, CHP tarafından tek taraflı olarak fesh edilmiştir. CHP yönetiminin en doğal hakkı olan bu kararı saygıyla karşılıyoruz."
TV dünyası kalan son starlarından birini daha internetlere kaptırdı. Seçimlerden sonra televizyondan uzaklaşan Fatih Altaylı YouTube'a mekanın sahibi gibi bir giriş yaptı. Kanal kısa sürede 300 bin aboneye ulaştı ve en net 'ölçüm merkezlerinden' biri olan Ekşi Sözlük'te de gündem belirlemeye başladı.
Bu hikayenin en büyük kaybedeni reklamverenler aslında. Dün kuşak ve bant reklamlarıyla Altaylı'nın TV programlarından fayda sağlayan reklamveren, bundan sonra muhtemelen daha sert içeriklerle akan YouTube kanalıyla işbirliğine gitmeyi 'tercih etmeyecek' ve bir medya starının etkisinden mahrum kalmış olacak.
Bir süredir zor günler yaşadığı konuşulan Getir, geride bıraktığımız hafta bu yönde bolca haber ve dedikoduya konu oldu. Fransa'dan çekildiği resmen duyuruldu, İngiltere'den de çekileceği ve hatta oradaki motor ve dolap gibi demirbaşların topluca satıldığı haberi yayıldı vs. Swipeline mevzuyu toparlar nitelikteki haberinde eski Amazon yöneticisi Brittain Ladd'in şu acımasız sözlerine de yer vermiş:
"Tıpkı her hızlı market girişimi gibi Getir de çok yüksek para yakma oranına ve bozuk bir iş modeline sahip. Bana sorarsanız hızlı market teslimatı, şimdiye kadar yaratılmış en kötü iş modelidir; her sipariş ve teslimatta paranın kaybedileceğini garanti eden tek iş modeli."
Bu hafta iki reklam filminin altını çizmişim. Birincisi Alaaddin imzalı "Jack Lives Here" işi. Güzel metin, güzel prodüksiyon vs. ama esas ilgimi çeken şey ajansın bunu paylaşırkenki sevgi ve coşkusu oldu:
"En son ne zaman sevdiğiniz bi' şeyi yaptınız? Mesela biz Jack Lives Here için Birce Akalay ile gerçekten istediğimiz bir reklam filmi çektik."
İkincisi de Alametifarika imzalı Garanti BBVA reklamı. Burada ilgi çeken ise filmdeki bolca mavi renk kullanımı. Markaya iyiden iyiye BBVA rengi hakim olmuş. Bu tercih yeşil banka efsanesinin de sonu galiba.
Alamet demişken, Serdar Erener'in ara ara MediaCat'te ortaya çıkıp "acayip bişey buldum, en çok bunu konuşmanız gerekiyor" diye insanlığı aydınlatması çok tatlı değil mi? Kendisi bu kez doğayı ve iklim krizini keşfetmiş. Bunlar iyi hoş da artık kendisinin mesleki yaşamına dair uzunca bir kitap yazma vakti geldi de geçiyor bence. Umarım bir gün okuma şansı buluruz.
Başka?
Teknoloji ve internetin bizi ilgilendiren taraflarında olan bitenler:
ChatGPT'nin Android uygulaması önümüzdeki hafta kullanıma açılacak. Similarweb ve Sensor Tower, ChatGPT'nin kullanım oranlarının düştüğünü duyurmuştu. Bakalım Android uygulaması bu gidişi nasıl etkileyecek. (The Verge)
Apple kendi yapay zeka aracı Apple GPT’yi test etmeye başladı. (BloombergHT)
Google, yakın zamanda gerçekleşen olayların detaylarını ve diğer bilgileri ele alarak haber içerikleri üreten Genesis kod adlı bir yapay zeka aracı üzerinde çalışıyor. (Webrazzi)
"Yapay zeka aracıyla 20 dakikada tasarlanan dergi kapağı" haberini de işin içine katınca medya çalışanları için çalan çanlar daha net duyuluyor. (Bigumigu)
Threads'in aktif kullanıcı sayısı düşmeye devam ediyor. 7 Temmuz'da 50 milyon kullanıcıya ulaşan platform, Sensor Tower verilerine göre artık 13 milyon aktif kullanıcıya sahip. (Teknosafari)
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesiyle Twitter’a reklam yasağı getirdi. (Digital Age)
Meditasyon uygulaması Calm ve Spotify arasında kapsamlı bir işbirliğine gidildiği duyuruldu. Calm içeriklerinin belirli bir kısmı Spotify kullanıcılarına ücretsiz olarak sunulacak, diğer içerikler ise abonelik ya da ücretsiz deneme sürümü gerektirecek. (Mashable TR)
We Are Social, açıkçası artık ilgimi kaybettiğim Digital Report adlı kapsamlı çalışmasının yarıyıl versiyonunu yayınladı. Sunumlarınıza sosyal medya kullanımına dair bazı rakamlarla renk katmak isterseniz rapor tam şurada.
Bu bilgi hangi derdimize derman olacak bilmiyorum ama Emojipedia yılın ilk yarısında en çok kullanılan emoji'leri sıralamış. Farklı 'en çok kullanılan' listelerinin de dolaştığını belirteyim. Bu listede ilk 10 şöyle:
😂 🤣 ❤️ 🙏 😭 😍 ✨ 🔥 😊 🥰
Birer cümleyle
💰 Satın almalar, atamalar, iş birlikleri, birtakım yenilikler:
Anadolu Efes yeni dönem iletişim faaliyetleri için Weber Shandwick ile anlaştı.
Yeni reklam filmiyle birlikte Getir'in de Titrifikir'den Jüpiter'e geçtiğini görmüş olduk.
Migros'un yeni reklam ajansı MullenLowe İstanbul oldu.
Samsung'un Türkiye'deki yeni iletişim ajansı Medyaevi oldu.
Prontotour iletişim faaliyetleri için Join PR ile anlaştı.
Kelebek Mutfak ve Banyo stratejik iletişim çalışmalarını Brandistanbul PR’a emanet etti.
Kia elektrikli modeli Niro EV için reklam yüzü olarak Burcu Esmersoy ile çalıştı.
Son olarak Medina Turgul'da kreatif direktör olarak görev yapan Emre Altundağ, "Tuaf Project" adıyla kendi ajansını kurdu.
Burcu Giray Opel'de "Product, Price & Campaign Manager" unvanıyla çalışmaya devam edeceğini duyurdu.
Danışmanlık kariyeriyle tanıdığımız Ceren Öçal Özel "Head of Marketing" unvanıyla Mudo'ya geçiş yaptı.
Yer işaretleri
📍 Görüp kenara ayırdığım, başkaları da görse ne güzel olur dediğim bazı şeyler. Belirli bir bağlamı yok, öyle yer işaretleri gerçekten:
Gökhan Yücel LinkedIn hesabında yaratıcı esneklik kavramından bahsetmiş. İnsanların kendilerine belirli alanlar ve kapasiteler tanımlayıp sadece o alanların sınırlılıklarıyla düşünmeye başladığını, bunu da kendini tekrarlayan bir yaratıcılık anlayışı doğurabildiğini vurguluyor.
Sektör yayınları yeni ajans kuranlara bu süreçteki deneyimlerini soran röportajlar yapıyor. (Türkiye’dekiler de yapsa keşke.) Muse by Clio'da da öyle bir seri var. Courage adlı bir ajansın kurucusuna bu soruyu yöneltmişler, o da cevaben ajans kurmadan önce izlemeniz gereken 6 reklam filmi başlığıyla deneyimlerini paylaşmış. İlginizi çekebilir.
Amerika'da soğuk çay pazarına agresif bir giriş yapan San James Tea'nin kendini konumlandırdığı yere dair güzel bir haber - röportaj okudum (Fast Company). Şu günlerde herhangi bir pazara giriş yapmayı düşünen pazarlama insanlarının da keyif alacağını düşüyorum. Kısaca 'minnoş' algısı olan soğuk çayı gençlere seksi göstermeye çalışan bir markanın hikayesi. Şöyle bir cümle de geçiyor:
“I’m not an eight-dollar kombucha or green juice, but I’m not a 99-cent iced tea…”
The Message Publicis CEO'su Arthur Sadoun ile yapılan bir röportaj yayınlamış. Röportajdaki "Publicis 2027'de nasıl bir yer olacak" sorusuna Sadoun şu cevabı vermiş:
“What you’re asking me to do is predict the future which is a gamble, a trap, but also I know, a part of the job. People may think we’ve been lucky by making the right bets with Sapient for tech, Epsilon for data and Marcel for AI. But it’s not luck. It’s a commitment to people, clients’ businesses and ideas.
When I say our transformation is complete, yes, it’s because of our assets, but more so because we have an integrated 100,000-strong workforce, trained, skilled, expert at change and transformation. So all I can say about 2027 is that we are ready.”
Bizde fazla konuşulmasa da 2023 Kadınlar Dünya Futbol Şampiyonası epeyce gündem olmuş durumda. Bunda pek çok dev markanın turnuva reklamlarının da katkısı yüksek. Ad Just Brand o reklamlardan bir derleme yapmış.
Marketing Dive bu yılın ilk yarısında dikkatini en çok çeken 6 kampanyayı sıralamış ve onları neden seçtiğini uzun uzun açıklamış.
Bir alıntı
🗨 Okurken altını çizdiğim kısa bir paragraf:
"…Dolayısıyla zaten burada önemli olan fikrin özü. Biz içerikçiyiz bence. Nerede, nasıl bir içerik gerekiyorsa ona göre en iyi ve verimli, etkili fikri bulmakla yükümlüyüz. Bu da 2000’lerin sonlarında ayyuka çıktı zaten. Farklı kollara ayrılan ajansları birleştirme yoluna gidiyoruz… Şu anda da tam hizmet ajansı, holistik düşünen ajans gibi tabirlerle taşlar yeniden yerine koyuluyor. Evet, işin zanaatini öğrenmek zorundayız. Bir sosyal medya uzmanının bildiklerini konvansiyonel taraftan gelen bir yaratıcı bilmeyebilir. Tersi de geçerli. Ama fikir esastır…"
Ayşe Aydın röportajı / MediaCat
İpuçları
😇 İşe yarayabilecek somut birkaç püf noktası içeren bazı yazılar:
FMCG perakendesinde öne çıkan 10 trend (Nielsen IQ)
Starter guide for TikTok ads (TikTok Business)
The 9 deadly Instagram marketing mistakes (Social Media Today)
Zamanın ruhu
💥 Bültenin en sevdiğim bölümünün bu olduğunu söyleyebilirim. Yani başkası benim için böyle bir toparlama yapsa çok severek okurdum. İletişimciler için ortamlarda çokça lafı geçen ve daha da çok konuşulacak olan akımlar, trendler, kavramlar vs.
Yapay zekaya karşı Neo Ludizm
19. yüzyılda tekstil işçilerinin, iş gücünden tasarruf sağlayan makinelere -ve teknolojiye tabii- karşı giriştiği isyanın bir benzeri bugün yapay zekaya karşı alevlenebilir mi? Buna ihtimal verenlerin sayısı az değil. Olay yine birilerinin işlerinin elinden alınması, malum. Ama yapay zekaya karşı mücadele o zamanki gibi taş ve sopalarla olamayacağına göre olay biraz daha karışık.
Ludizmin aslında makine karşıtlığı değil de o makinelerle sermaye sahiplerinin daha büyük servetler elde etmesine ve üreten kesimin kazancının yerinde saymasına karşı bir eylem olduğu görüşü de ağır basıyor. Böyle bakınca da yapay zeka perspektifinde değişen bir şey yok aslında.
Ulaşılabilir lüks
Alım gücü düşerken lüksün yükselişi sürüyor. Bu da sanırım ulaşılabilir lüks kavramını tetikliyor. YOLO felsefesinin (you only live once) artık her mahalleye girmesinin de etkisiyle "her şeyin en iyilerine layığım" diyen ama buna kalibresi yetmeyen kalabalıklarla, onlara aradıkları lüksü veriyormuş gibi yapıp ekmeğine koşan markalar arasındaki danışıklı dövüş diyebiliriz. Ya da diyemeyiz, sonuçta net doğru yok bu işlerde.
Glimmers
İlginçtir ki bir yandan da yine gençler arasında daha 'kanaatkâr' bir trend yükselişini sürdürüyor. Özetle, hayatı ve mental sağlığı pek de iyi gitmeyen gençlerin çok küçük şeylerden / anlardan mutluluk çıkarma sanatı. Terapist bir influencer'ın fitili ateşlemesiyle TikTok'ta ve sonrasında Instagram'da popüler olmuş. Anneler bunu sevdi 👍
VR terapisi
Yukarıdaki örnekte de görüldüğü gibi insanlık işi gücü bırakmış, akıl sağlığını belli bir seviyenin üstünde tutabilmek adına yoğun çaba sarf ediyor. Ya da o alanda öyle büyük bir pazar var ki, yapılan yoğun iletişimin etkisiyle insanlar kendilerinin iyi olmadığına inanmaya başladı. Bu ikilemi şu anda sonuca bağlamam mümkün değil. Neyse, diğer yanda da nüfuzlu akrabalar tarafından bir şekilde iş güç sahibi yapılmaya çalışılan okumuş çocuk misali bir sanal gerçeklik teknolojisi var. Hep gelecek vadeden ama henüz dikiş tutturamayan… VR terapisi işte bu ikisinin birleşiminden doğmaya çalışıyor.
Ve içinde para - teknoloji ikilisinin olduğu hemen her haberde olduğu gibi 'gerçek mi yoksa ısmarlama mı' şüphesi uyandıran yeni bir haber: "VR terapisi şizofreni tedavisinde başarılı sağlayabilir." (The Next Web)
Girl dinner
Yine TikTok'un derinliklerinden çıkagelen bir akım. 250 milyona yakın gösterim alan #GirlDinner videoları özetle estetik bir sofrada / tabakta yenilen akşam yemeği ve o sırada büyük ekranda izlenen dizi veya filmlerin birleşimi. Bir dönem popüler olan havalı piknik kombinleri gibi yani. Uzmanların ve 'boomer'ların eleştirdiği nokta da, özellikle ergenler arasında sağlıksız beslenmeyi tetikleme potansiyeli.
Artık şu Call to Action işinden vaz mı geçsek?
Just do it mitinin de hemen her marka için tüketicilere görev veren sloganlar üretildi senelerce. Artık buna isyan eden pazarlama iletişimcilerinin ve tüketicilerin sesi daha gür çıkmaya başladı. Creative Review'da Rick Chant imzasıyla yayınlanan şu yazıda (okumak için abonelik gerekiyor) haklı isyan şöyle cümlelerle ifade ediliyor:
When soft drink manufacturers demand we Live For Now, banks encourage us to Live Richly, and wifi networks command us to Live Better, is the audience inspired or are they livid?
Or how about a fashion retailer telling you to Make Your Own Moment, or a beer requiring you to Love Every Moment, potato chips demanding you Grab Every Moment, and a linen company imploring us all to Make Every Moment Meaningful?
Yaratıcılığın ve konumlandırmanın tıkandığı anlarda can simidi görevi gören bu iletişim tarzının gideceği yol bitti sanki. Kaldı ki karşımızda üstten üstten tavsiye ve görev verilmesini pek de sevmeyen hatırı sayılır büyüklükte bir kitle var. Bayram eniştesi gibi durduk yerde hayat dersi veren her markaya neden bağırlarına basmalarını bekliyoruz ki? Bir olur iki olur ama her eniştenin de tavsiyesi kaale alınmaz.
Unboaring my boardroom
Reklam ajanslarının toplantı salonlarının aşırı sıkıcı olduğu tespitinden hareket eden Pinterest, ajans işbirlikleriyle böyle bir akım yaratma gayretinde. Muhtemelen yakın gelecekte "boya markası müşterimiz ofisimizi güzelleştirdi" tarzı daha küçük versiyonlarıyla karşılaşırız. Şurada detaylı haber, aşağıda da kısa video var:
Yolluk
👋 Bitirirken sizi şarkıcı Fedon'un Fedon Bronz ürünleriyle baş başa bırakıyorum. Bence bir sayıyı bitirmek için güzel bir yol.
Tamam tamam. Fedon'a sıcak bakmayanlar için (minik, utangaç bir kelime oyunu) elimde bir kitap listesi mevcut. Bant Mag yılın ilk yarısına dair derlemelere devam ediyor. Şurada Esin Çalışkan imzasıyla okunası 20 kitap listesi var.
Durumlar böyle. Sonraki sayıda görüşmek dileğiyle, esen kalın. İzmir'den sevgiler 🏝