Selam. Küçük bir notla başlayalım: Bülteni iki haftada bir yayınlayınca haliyle normalden epeyce uzun oldu. O yüzden mailin sonunda "tüm iletiyi görüntüle" uyarısı görürseniz çekinmeyin, tıklayın. Bülten asıl sonlara doğru güzelleşiyor.
Haylayt'ı yayınlamaya başladığım günden beri "nasıl destek olabiliriz" temalı pek çok mesaj aldım. Çoğunun da ortak dileği bir Patreon hesabı açmam yönündeydi. Artık Haylayt'ın da bir Patreon hesabı var. Destekler karşılığında özel bir şey sunmuyorum tabii. Belki uzun zamandır severek takip ettiği bir bülten için para ödemenin vereceği huzur olabilir. Hayır canım ne laf sokması 🤗 Bütün aboneler aynı derecede kıymetli benim için.
Olan biten
Pazarlama iletişimi ortamlarını meşgul eden iki mevzu vardı bu iki haftada. İkisinin ortak noktası 'cesurmuş gibi davranma' eylemiydi diyebiliriz. Biri elbette malum rakı reklamı. Hakkında yazılabilecek çok şey var derken imdadıma gazeteci Yenal Bilgici'nin iki tweet'i yetişti. O tweet'leri aşağıya ekleyip olayı kapatmak en güzeli olacak:
"Rakı reklamının 'mış gibi yapmasını' sevmedim. Cesursan cesursundur. Boşlukları doldur desen bile daha cesur olurdun. Bu şekilde, insanların hakiki sıkıntısı rakıya meze edilmiş. 'O gün geldiğinde' sevinecek insanın özlemi rakı firmasınınkinden daha yakıcı."
"Bizler bir şirket değiliz. Rakı şirketinin sermayedarı değiliz; sermayesi de olmak istemeyiz. Bizlerin üstünden cesaret reklamı yapacaksan adını da koyacaksın. 'O gün gelmezse' ihale bana kalmasın diyorsan, bunun istismarını da yapmayacaksın.”
İkinci mevzu da Daily Marcom'un Instagram hesabında yayınlanan ve "sektörün iyi tanıdığı bir ajansın başkanıyım" diye başlayan mektuptu. Hikayeler'de yayınlandığı için link veremiyorum ama çoğunuz görmüştür zaten. Özetle ajansların ekonomik yönden berbat durumda olduğunu söyleyen ve bunu markaların düşük ödemelerine bağlayan, kendince bir hayli cesur ama isimsiz bir mektup.
Ajans sahipleri yıllardır mızmızlanmanın, karnından konuşmanın ötesine bir türlü geçemedi. Kimi kime şikayet ettiği belli olmayan, dişe dokunur hiçbir şey söylemediği halde kendine 'Hasan Tahsin' rolü biçen çıkışlar gördük arada bir. Bu da onlardan biriydi. Şöyle birkaç şey söylemek istiyorum:
Ben bir sektör yayını olarak genel resmi çizmek adına markaların fenalıklarını dile getirebilirim -ki defalarca da dile getirdim. Aynı şekilde yeni kurulmuş, tutunmaya çalışan ve 'taştan yumuşak her işi yapmak zorunda olan' ajans sahiplerinin de boş boş söylenmeye hakkı var.
Ama köklü bir ajansın başkanı bunları söyleyip de bir adım ötesine geçemiyorsa o mızmızlanmadır. Zira o pozisyon eyleme geçmeyi gerektirir. Yüzde 400 kâr açıklayıp da ajansa yüzde 20 zam yapan marka yöneticisini -isim vermeye dahi cesaret edemeden- LinkedIn ahalisine şikayet etmenin alkışlanacak bir tarafı yok. Hak verilmez, alınır. Alenen sömürüldüğünü düşündüğü halde somut bir şey söylemeden karnından konuşmayı marifet sayan ajans sahibinin hakkı o kadardır. Kendisine semer vuracak yeni markalar için konkur çalışmaya devam edebilir. Ötesi için cesareti de kabiliyeti de yok demektir.
Şikayet ettiği marka yöneticisinin evine gelen temizlikçi hanım son bir yılda yevmiyesine en az yüzde 100 zam yaptı, tesisatçısı yüzde 100'le de yetinmedi haklı olarak. Ve o yönetici bunların hiçbirine itiraz etmedi. Yani mızmızlanan köklü ajan yöneticileri kusura bakmasın ama, sizin ve yaptığınız işin o kadar ederi yok ki onlar kadar yaptırım gücünüz de yok.
Kimsenin adını an(a)madan kimliği belirsiz birilerini şeytanlaştırarak o şeytana minik taşlar atmanın sektöre faydası, muhtemelen Comic Sans'ın mucidininkinden daha azdır. Kim o şeytan? Adını koymak gerekmiyor mu?
💆♂️ Agresyonu bültenin hemen başında attığımız için bundan sonrası sakin, merak etmeyin. Geçtiğimiz iki hafta boyunca olan bitene dair aldığım notlarla devam edelim.
Reklam ajansları için adını duyurmanın en kolay yolu, yeni ve yükselen bir teknolojiyi veya trendi sahiplenmeye çalışmak. Çoğunlukla içi boş projeler oluyor ama sektör yayınlarında muhakkak 'haberi çıkıyor'. Birkaç yıl önce "yapay zeka kreatif direktör" haberleri yayılmıştı hatırlarsınız. Yapay zekanın iddialı şekilde geri dönüşüyle yine benzer haberler çıkmaya başladı. Onlardan biri de New York merkezli Codeword adlı ajansın işe aldığı iki yapay zeka stajyer. Ocak ayında staja başlayan Aiko ve Aiden stajyerler bu ay itibariyle kadrolu olarak işe başlamış. Gördüğünüz gibi bu tip haberlerin her zaman gideri var. En azından direkt kreatif direktör yapmamışlar da en alttan başlatmışlar. (Marketing Brew)
Önceki hafta Apple, Goldman Sachs işbirliğiyle bankacılık sektörüne giriş yaptığını duyurmuştu. Gazete Oksijen "Bundan sonra ne olacak" sorusuna cevap niteliğinde bir Forbes makalesini çevirip yayınladı.
BuzzFeed'in 'habercilik de yapma hevesiyle' büyük yatırım yaptığı BuzzFeed News kapanıyor (Campaign). Bu kararla yaklaşık 180 kişinin işten çıkarılması bekleniyor.
BuzzFeed habercilikten tamamen vazgeçmiş değil tabii. 2020'de satın aldığı HuffPost işlemeye devam edecek.
Yıllarca BuzzFeed News'in yayın yönetmenliğini yürüten Ben Smith'in şu yazısı şüphesiz ki pek çok ibretlik tespit barındırıyor.
Reuters Türkiye çalışanları yüzde 25 zam öneren işverene karşı 10 Mayıs'ta greve gideceklerini açıkladı. (Duvar)
2022 başlarında benzer bir durum BBC İstanbul ofisinde de yaşanmış ve grev sonrası iki taraf uzlaşmaya varmıştı.
Türkiye İşçi Partisi LinkedIn hesabı açtı ve aktif olarak kullanmaya başladı. Beyaz yaka ve mavi yakanın iç içe geçtiği şu günlerde solun emek kavramını yeniden tanımlaması açısından kayda değer bir haber. Hesabın mecburen 'şirket' kategorisinde görünmesi de kaderin minik bir cilvesi 🤷♂️
Pazarlamasyon Dergi'nin ilkbahar sayısı çıktı. "Zor dönemlerde tüketiciler markalardan neler bekliyor" dosyasıyla çıkan dergiyi Getir, Dergilik ve Pazarlamasyon'da bulmak mümkün.
Naber'in yeni sayısı 2 Mayıs'ta çıkıyor. Komik Şeyler'den ön sipariş yapmak mümkün. Umut Sarıkaya'nın hayatta olduğunu bilmek güzel.
Birer cümleyle
💰 Satın almalar, atamalar, yeni iş birlikleri:
Son olarak 4129Grey'de CDO olarak görev Kayhan Dural, Conscious adıyla kendi ajansını kurdu. (MediaCat)
5 yıldır Medina Turgul DDB’de Genel Müdür Yardımcı olarak görev yapan Elifsu Tufan, McCann İstanbul'un CEO'su oldu.
Tchibo Türkiye’nin yeni Pazarlama ve Ürün Direktörü, Anadolu Efes'ten tanıdığımız İlknur Aksoy Şen oldu.
Nestlé Waters Türkiye’deki Pazarlama Direktörlüğü görevine, yine Nestlé çatısı altından Gizem Kartal Sükan atandı.
Havas'tan Volkan Dalkılıç film kategorisinde, Mindshare'den Ender Buruk medya kategorisinde Cannes Lions kısa liste jürisine seçildi.
Türkiye'de bağımsız ajansçılığın bayraktarlarından Rafineri, Bakü merkezli Endorphin adlı ajansla ortaklığa giderek Azerbaycan'da da hizmet vermeye başladı. (AdJustBrand)
Albaraka Türk konkurunu Red and Grey kazandı.
Perakende zinciri Metro Türkiye, Punch BBDO ile çalışmaya başladı.
AKUT'un yeni reklam ajansı Teşkilat ICOM oldu.
Glamly müşteri portföyüne Kale Kilit ve Kale Alarm markalarını ekledi.
İçecek markası Aroma'nın yeni PR ajansı Ogilvy PR oldu.
Pizza Hut'ın yeni PR ajansı Gravital İletişim oldu.
Mitsubishi Electric’in Türkiye’deki stratejik iletişim danışmanı Communication Partner oldu.
Vialand Tema Park’ın medya planlama ve satın alma ajansı Native Medya, PR ajansı SCC İletişim, sosyal medya ve kreatif ajansı Gauss, dijital performans pazarlama ve SEO ajansı ise Optdcom oldu. (Pazarlamasyon)
İçerik platformu GAİN, sağlıktan madene pek çok alanda faaliyet gösteren, Gaziantep çıkışlı Rams Türkiye grubuna satıldı. (Marketing Türkiye)
GAİN demişken:
İp uçları
😇 İşe yarayabilecek somut birkaç püf noktası içeren bazı yazılar:
Yapay zeka pazarlamacılara nasıl yardımcı oluyor? (Think With Google)
Project Magi: Google is making a major change to search (Neil Patel)
Top downloads for April 2023 (Envato Elements)
Yer işaretleri
📍 Görüp kenara ayırdığım, başkaları da görse ne güzel olur dediğim bazı şeyler. Belirli bir bağlamı yok, öyle yer işaretleri gerçekten:
4 yöneticiden 3'ü Z Kuşağı ile çalışmaktan memnun değil (Aposto)
ChatGPT may be coming for our jobs. Here are the 10 roles that AI is most likely to replace (Insider)
30 under 30-year sentences: why so many of Forbes’ young heroes face jail (The Guardian)
Inside the secret list of websites that make AI like ChatGPT sound smart (Washington Post)
Çokça lafı geçenler
💥 Early adopter'ların (iyice plaza diline bağladık bu sayı) zaten uzun zamandır aşina olduğu, şu günlerde genele yayılmaya başlayan birkaç şeyi özet geçmek istedim:
Ecotherapy
Çok yeni bir kavram değil ama Conde Nast Traveller 2023'ün wellness trendi olarak işlemiş. Önümüzdeki süreçte wellness (iyi yaşam diye çevirsek başımız ağrımaz) ekonomisini sırtlaması beklenen ecoteraphy, özetle fiziksel ve ruhsal şifayı doğa anada aramak şeklinde tanımlanabilir. Bir bakıma, evcil hayvan terapisinden doğa temelli el sanatlarına kadar pek çok yöntemi çatısı altına alan bir kavram. Wunderman Thompson ecotherapy kelimesini 2019'da önümüze atmıştı. "Biraz daha somutlaştırabilir misin" diye soran olursa ona Urla'daki hafta sonu etkinliklerine şöyle bir göz atmasını öneririm.
Granfluencer
Geçmiş sayılarda bu konu hakkında çokça şey yazdık, o nedenle özet geçiyorum: Ömür uzuyor + Refah toplumlarında emekliler iyi para kazanıyor + Tam anlamıyla ikinci bahar yaşama imkanı buluyorlar + Markalar o yaş grubuna uygun kanaat önderlerine ihtiyaç duyuyor = Klasik influencer marketing çarkının geçkin versiyonu dönmeye başlıyor.
De-influencing
Yine özetle, bir influencer'ın takipçilerine "şu markanın bu ürününü kesinlikle almayın arkadaşlar" diyebilecek mabada sahip olabilmesi şeklinde tanımlanabilir. Gazetelerin güçlü olduğu uzak geçmişte yaşamış, tek paragrafla otel batırabilme kudretine sahip köşe yazarları gibi.
Açıkhavanın Yeniden Yükselişi
Var mı böyle bir şey, açıkçası sağlamasını yapabilecek kadar araştırmadım ama özellikle bu yılın başından beri pazarlama iletişimi sektör yayınlarında bolca işlenen bir şey açıkhava mecrasının teknoloji işbirliğiyle yeniden yükselişi. (Örneğin Hivestack'te yayınlanan "Benefits of Combining Mobile & DOOH" içeriği.) "Yeniden yükseliş" doğru bir tanımlama mı o da çok net değil zira açıkhava kıymet bilen iletişimciler için her zaman ilk üçteydi.
India is the New China
Bu cümleyi ne kadar da sık duyar olduk. Nüfusunun Çin'i geçmesi, Apple’dan Boeing'e dünya devlerinin yeni üretim üssü olarak bu ülkeyi test etmeye başlaması, büyük teknoloji şirketlerinin başında Hint kökenli yöneticilerin oturması vs. derken Hindistan iyiden iyiye Çin'in yerini almaya aday görünüyor. Çin'in önünü almak isteyen batı devletlerinin ve sermayelerinin denge politikasının etkisi de yadsınamaz elbette. Cnbc'de konuya ilişkin uzunca bir değerlendirme yazısı var. Hindistan ayrıca el yükselterek yapay zeka çalışmalarını ve hizmetlerini devlet eliyle düzenlemeyeceğini duyurmuştu.
Bluesky Social
Twitter yönetiminin iyice kontrolden çıkmasının da etkisiyle insanların yeni sosyal ağ arayışı hızlandı. Bluesky da o arayıştan pay almaya çalışan uygulamalardan biri. Olayı, Twitter kurucusu Jack Dorsey'in projesi olması. Şimdilik davet usulüyle kullanıcı alıyor.
Prompt Engineering
Ümit Alan'ın BirGün'deki yazısında 'İstem Mühendisliği' diye çevirdiği yeni bir meslek. Kısaca yapay zekaya iş yaptırabilme yetisi diyebiliriz. ChatGPT'den adabıyla bir şey istemek gibi yani. Şirketin servis şoförüyle arası iyi olan iş arkadaşı gibi. Sen ben yapay zekaya derdimizi anlatamıyoruz ama bu insanlar anlatabiliyor ve istediğini alıyor. Midjourney kullanıcısı @Joooo.ann'in ünlü isimleri Wes Anderson evrenine ışınlaması gibi mesela.
Bir alıntı
🗨 Çalıştığımız işler giderek daha güvencesiz hâle geliyor: Esnek saatler, kısa dönemli sözleşmeler, daha fazla düzensiz gelirli serbest meslek sahibi insan… Hâlâ gerçek işleri olanların payına düşen de daha fazla kurumsal “yeniden yapılandırma”. 20. yüzyılın büyük bölümünde liberal ekonomi politikalarının temel başarıları olarak sunulan tüketim patlamalarının ve kitlesel mülk sahipliğinin kaynağı olan çalışma hayatı, borç ve konut krizleri tarafından her geçen gün itibarsızlaştırılıyor. Artık sadece zenginler için değil birçok insan için çalışmak finansal açıdan mirasa konmaktan ya da ev sahibi olmaktan daha önemli değil.
Çalışmanın Olmadığı Radikal Bir Dünya Mümkün mü? (Vesaire.org)
Popüler kültür
📺 Hepimizin yaptığı iş bir şekilde popüler kültüre çıkıyor. Neden Haylayt'ta da kendine yer bulmasın?
Netflix önümüzdeki dört yıl için Güney Kore yapımlarına 2,5 milyar dolar bütçe ayıracağını duyurdu. Kıyaslama yapmak adına, 2015-2020 yılları arasında 700 milyon dolar ayrılmıştı.
Meraklısı için Marie Claire'de 2023'ün dikkat çeken 36 Güney Kore yapımı listelenmiş.
Dune 2 hakkında bilgiler gelmeye başladı. Vulture bu bilgileri derleyip özet geçmiş.
HypeBeast Style Instagram hesabında "How Coachella became the influencer's Met Gala" başlıklı bir içerik paylaştı. Sunum açısından da güzel içerik.
Business of Fashion'da "How NBA tunnel walks became fashion marketing moments" başlığıyla moda ve trend ikilisine benzer yönden bakmış.
TikTok’un hayatımıza etkisi malum. Vogue Business işte bu etkiyi önden takip etmek isteyenler için haftalık özet geçiyor. Tabii ki kaydolmak kaydıyla.
Playtuşu Instagram hesabında düzenli olarak global ünlülerle son dönemde yapılan fotoğraf çekimlerine yer veriyor. Bu paylaşımları çok değerli buluyorum.
The Lyst Index moda adına en severek takip ettiğim rapor diyebilirim. Özellikle "breakout brands" ve "hottest products" kısımları pek güzel. Bu yılın ilk çeyreğine ışık tutan rapor şurada.
Onun daha 'light' versiyonu da Highsnobiety'den: Here is what we think is hot and what's not hot for Spring 2023. Çoraplı Crocs'a dikkat.
Yeni tanıdıklar
🔥 Bültenin sonunda, son dönemde görüp beğendiğim yaratıcı yetenekleri, girişimleri vs. paylaşmak istiyorum. Belki siz de seversiniz.
Equalist Dijital
Markalar özellikle toplumsal cinsiyet eşitliği ve sürdürülebilirlik gibi alanlarda uzmanlaşmış ajans bulmakta zorlanıyor. Zira gerçekten 'gönülden' işlenmesi gereken konular bunlar. Equalist'i Awen for Us için hazırladıkları içeriklerle tanımıştım, benzer çizgide devam etmişler. Kendilerini "farkındalık odaklı kreatif içerik ajansı" olarak tanımlıyorlar. Varsa böyle bir ihtiyacınız, sitelerine göz atabilirsiniz.
Şehirden Kaçış
Kasım 2022'de yola çıkan Şehirden Kaçış tam olması gerektiği gibi bir girişim. Kendilerini "deneyim odaklı gastro-proje" olarak tanımlamışlar. Havalı bir tanım elbette ama Haylayt'ın ruhu gereği daha basite indirgemeye çalışayım: Nitelikli mekanlarda sınırlı katılımcıyla yeme içme odaklı etkinlikler / buluşmalar düzenliyorlar. Kokteyl atölyesi, şarap tadımı vs.
Durumlar böyle. Sonraki sayıda görüşmek dileğiyle, esen kalın. İzmir'den sevgiler 🏝